
Ev otomasyonu, platform parçalanmasından ve teknik standartların eksikliğinden muzdariptir.
Hem donanım varyasyonları hem de yazılımdaki farklılıklar açısından ev otomasyon cihazlarının çeşitliliğinin olduğu bir durum bunların üzerinde çalışmak, farklı tutarsız teknoloji ekosistemleri arasında tutarlı bir şekilde çalışan uygulamalar geliştirme görevini zorlaştırıyor.Müşteriler, IoT geleceklerine bahse girerken, kaybolabilecek veya özelleştirilmesi ve birbirine bağlanması zorlaşabilecek tescilli protokoller kullanan özel yazılım veya donanım cihazlarına bahse girmekte tereddüt edebilir. Çekirdek işletim sisteminde bulunan hataların yamaları genellikle daha eski ve daha düşük fiyatlı cihazların kullanıcılarına ulaşmadığından, ev otomasyon cihazlarının doğası da güvenlik, veri güvenliği ve veri gizliliği için bir sorun olabilir.
Bir grup araştırmacı, tedarikçilerin yamalar ve güncellemelerle eski cihazları desteklememesinin, aktif cihazların% 87’sinden fazlasını savunmasız bıraktığını söylüyor.
Akıllı ev teknolojisi ile birimleri yükseltmeye karar veren ev sahiplerinden kiralayan kiracılar endişeleri dile getirdi. Bu endişeler arasında, kapıyı veya cihazı kullanılamaz veya kullanışsız hale getiren zayıf kablosuz bağlantılar; ev sahibi tarafından tutulan kapı şifrelerinin güvenliği; ve akıllı ev teknolojilerinin ev ağlarına bağlanmasıyla ortaya çıkan potansiyel gizlilik ihlali.
Araştırmacılar ayrıca, ev otomasyon cihazlarını veya sistemlerini günlük yaşam tarzlarına entegre ederken tüketicilerin önündeki engellerin ne olduğunu belirlemek için kullanıcı çalışmaları yaptılar. Tüketiciler daha karmaşık kurulumlarda “tak ve çalıştır” çözümlerine yönelme eğiliminde olduklarından, ana çıkarımlardan biri kullanım kolaylığı ile ilgiliydi.
Bir çalışma, cihazların gerçekte nasıl çalıştığına dair kullanıcılar tarafından oluşturulan zihinsel modellerde büyük boşluklar olduğunu buldu.
Özellikle bulgular, akıllı cihazlar tarafından toplanan verilerin nerede depolandığı ve nasıl kullanıldığına ilişkin birçok yanlış anlama olduğunu gösterdi.
Örneğin, akıllı bir ışık kurulumunda, bir katılımcı iPad’inin doğrudan ışıkla iletişim kurduğunu düşünerek ya kapatıp açmasını söyledi. Gerçekte iPad, şirketin kullandığı bulut sistemine (bu durumda Hue Bridge) bir sinyal gönderir ve bu da doğrudan cihaza sinyal gönderir.
Genel olarak, bu alan hala gelişmekte ve her cihazın doğası sürekli değişmektedir. Teknoloji uzmanları daha güvenli, modernize edilmiş ve standartlaştırılmış güvenlik protokolleri oluşturmak için çalışırken, tüketicilerin de bu cihazların nasıl çalıştığı ve bunları evlerine yerleştirmenin sonuçlarının neler olabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmesi gerekiyor. Bu alanın büyümesi şu anda sadece teknolojiyle değil, aynı zamanda bir kullanıcının bir cihaza güvenme ve onu günlük yaşamına başarılı bir şekilde entegre etme yeteneği ile de sınırlıdır.
1 Yorum